Quantcast
Channel: Biraz Ondan Biraz Bundan
Viewing all articles
Browse latest Browse all 86

Kardeşime Tunik...

$
0
0
Merhaba arkadaşlarrrr...
Bildiğiniz gibi ben Artvinliyim :)
Doğası güzel, insanı özel Artvinim :)
İş hayatımın ilk yıllarına Ankara'da başladım ve eşimle de Ankara'da tanıştım :) Nasıl tanıştınız diye sormayın ne iş ne arkadaş çevresinden alakasız bir şekilde tanıştık işte :) Tamamen kısmet :) Aslında yıllarca Ankara'da kaldık fakat kızım canım Ece'm doğduktan sonra Ankara bizim kabusumuz olmaya başladı... Ece doğunca ben işimi bırakıp kızıma bakmaya başladım ve iki yıl evde kızıma ben bizzat kendim baktım :) Çünkü Ankara'da bir tek akrabamız bile olmadığı gibi eşimle iş çevremiz dışında arkadaşımız dahi yoktu neredeyse... O nedenle bakıcı kısmını hiç düşünmedik çünkü bakıcıyı arada sırada kontrole gidecek bir Allahın kulu yoktu etrafımızda :) Arkadaşları deseniz onlar da çalışıyorlar zaten herkesin işi vaaarrrrr,, gücü vaarrrr. Ailelerimiz ise bir dönem geldiler yanımıza Ece'ye bakmaya fakat dayanamadılar evlerinden uzakta dönüverdiler...
E ben sürekli evde, sadece Ece'yi görerek çok uzun süre aklı selim kalamadım elbette.. Arkadaşlarımız elbette sürekli bizimleler ama onlar mutfakta balkonda muhabbet ederken, sigara içmeye balkona çıkıp iki saat muhabbete dalıp dönmezken ben hem Ece ile odada kalırdım, ya Ece üşütecek diye, ya sigara içiliyor diye, ya uykusu var diye..... Bu sebepler bitmez neden çünkü annesiyim.... Bu tarz psikolojik problemleri yaşaması gereken benim... Bir de eşim arkadaşlarıyla çıkmak ister iki gece sonra surat asarım o kızar bana, o isyan eder "arkadaşlarımla dışarı çıkamıyorum sürekli evde bunalıyorum" diye... Ben ne yapayım söylesin, ben hep evdeyim, evde istediğim odada da değil hep Ece'nin peşinde , Ece'nin banyosunu yaptırmada, Ece'ye yemek hazırlamada, Ece'yi hayatta tutmada.... Ben kendii hayatımı unutmuş seni de tek muhabbet ettiği kişi olarak yanında isteyen Şenay Atılgan ne yapsın peki....
Ahhhhh ahhhhh anlayacağınız bana o dönemle ilgili bir dokun bin ah işittt... Her ne kadar yardımcı olduğunu düşünse de benim hep tek bir duam vardır, şöyle bir ay mııı bir yıl mı bizimle yer değiştirsinler ne olur Allahım derim, bazı dönemlerde bir gün bile yeter değişim için, bizi anlamaları için... Ama yaşamadan anlayamıyorlar ve o ruh halinde olduğumuz için de yine suçlu biz oluyoruz.. O içimde çoook büyük bir uhtedir...
Neyse o konuyu kapatayım ki bende edecek çok laf var :) Durum böyle olunca bıkmış usanmış yanlızlığa tak demiş biri olarak artık gidelim dedim, akrabamızın olduğu bir yere gidelim lütfen.... Zaten Edirne fırsatı da çıkmıştı o dönemde ve değerlendirip Edirneye geldik... Benim içimde tek bir keşke gelmeseydik düşüncesi bile olmadı innaın :) İki yıldır burdayım hep iyikide gelmişim diyorum... Eşim başlarda çok bunaldı çünkü arkadaşlarından kankalarından ayrılmıştı. Burda da daha yeni geldiğimiz için dostu yoktu elbette. Senin de arkadaşların neden sen özlemiyorsun diyordu bana.... OOOOOOO orda dur dedim ben... "Evet onlar benim de arkadaşlarım fakat senin kadar özlememi bekleyemezsin, çünkü Ece doğduğundan beri iki yıldır onlar benim değil senin arkadaşların, on dakikadan fazla Ece olmadan birlikte oturup dertleşmişliğimiz yok o dönemden sonra, hep siz muhabbette, eğlencede ben Ece ile nerede olmam gerekiyorsa ordaydım... Pikniğie bile gitsek ben Ece'yi oyaladım siz mangalla uğraşıp, biralarınızı yudumlarken muhabbetinizi ettiniz, onun için onlar iki yıldır benim değil senin arkadaşların sein kadar özlememi bekleyemezsin..." dedim...
Haklı olduğumu o da biliyordu ve hibirşey demedi , denecek de birşey yok. Geçmişşş gitmiş, her ne kadar içimde kalsada bu olaylar, o doğum sonrası sendromu denen şeyi yaşasam da kendi başıma, bir taraftan yanlızlık, bir taraftan yorgunluk, bir taraftan hormonlar, bir taraftan üstüme birden yüklenen annelik sorumluluğu, bir yandan da neden bunları anneler yaşıyor sorularının çelişkileri isyanları hahaha :) Vallahi konuyu kapatıp yine girmişim oraya farkında değilim :)
Bu durumu doğum yapan bir çok arkadaşımla paylaştım, onlar ancak anlayabiliyorlar beni, ben etrafımdaki tüm arkadaşlarıma göre erken anne oldum, yanlız kaldım ondan :) Ama şimdi anlıyorlar beni, fakat ne var biliyor musunuz beni anlamaları beni hiç rahatlamadı çünkü o acılar o yaşananlar silinmedi, evet sürekli gündemde değiller elbette gömdüm ama arada bir kazılıyor çıkıyor yerin altından yapacak birşey yok :)
Eminim bunu hepiniz anne olan ve yanlız olan herkes yaşamıştır. Hatta yanlız olmasa da kocasıyla herkes böyle sorunlar yaşamıştır diye düşünüyorum...
Ayyyyyyyy neyse..... Demek istediğim aslında ailemden çooooookkkk çooookkkkk uzakta olduğum... Onlar Artvin ben Edirne... Türkiyenin iki kuzay ucu, giitmeye kalksam (ki otobüsle asla cesaret edemem 28 saatte falan evde olabiliyor insan ) iki gün kendine gelemiyor insan yol yüzünden :) Ancaaakkkk uzun tatillerde gidilebilir ya da izin alıncak sırf Artvine gitmek için... Bu yaz gidiyoruz inşallah bir aksilik olmazsa. Edirneye geldim geleli gitmedim çünkü çok uzun oldu herkesi görmeyeli... Hayırlısı.....
Ben de yeğenimlerime ve kardeşime bu defa birşeyler hazıalrmak istedim. Erkek yeğenim Yiğit papyon istiyormuş aslında muhabbet ordan çıktı. Ben de yaparım dedim, e ona yapmışken kız yeğenim Yağmur'a da birşeyler yapmalı çocuklar kıskanırlar, e ben kardeşime de yapmak istiyorum derken briaz uzadı, ne yapsam naasıl yapsam düşünceleri, kardeşimin tuniğini bitirdim de Yiğit'in pantolonunu falan dikmek üzereyim bakalım nasıl oalcak :)
Şimdi bu kadar laftan sonra paylaşayım bari tuniği hahahah :)
Nar çiçeği renginde altın rengi zımba işlemeli bir tunik yaptım Günay'a.. Bu Ankara'da okuyan kız kardeşim Didem'e değil... Biz üç kız kardeşiz. Ben, Günay ve Didem.... Şu anda hepimiz ayrı yerlerdeyiz, ben Edirne, Günay Artvin, Didem de okumak için Ankara'da. Ben Ankara'da yaşadığım için Didem de Ankara yazmıştı. Onun okuduğu dönemde iki yıl ben Ankara'daydım ve o çok kolay alıştı böylece :) Biz taşınırken benden çok Ankaralıydı :) Onun için gözüm arkada kalmadı...
bu tunik Günay için yani. Evli ve iki çocuğu var Günay'ın. Biri 6 yaşında Yağmur, diğeri 4.5 yaşında Yiğit.. Yiğit ile Ece 16 gün arayla doğdular, aynı yaştalar yani :) Huyları bile o kadar yanıdırki aynı işkenceleri yapıyorlar annelerine haha :)

Tunik için şu ütü ile yapışan zımbalardan aldım, altın rengi aldım ve parlak altın rengi ince bir kemerle tamamladım tuniği. İşlemeleri tek omuzdan aşağı dağılır şekilde yaptım her tarafa yaymak istemedim çok da abartı olmasın farklı olsun dedim bari. Kollar da yarım kol. Kumaş zaten penye ve o kadar yumuşak ve havadar ki... İçinde sanki ipek giymiş gibi rahat insan...

Bu arada çantayı da kendime aldım haha resme sokuşturdum illa :)
Bakalım beğenecek misiniz...


Bu defa çok yazdım kusura kalmayın.. Madem bu benim günlüğüm aslında yazmışken silmek istemedim, ileride bakıp böyle düşündüğümü bir kez daha hatırlamak, belki gülmek belki hala aynı duygıuları yaşadığımı bilmek istedim. Bu benim geçmişim nede olsa, hayatımın bir dönemi. Ne olur kusura bakmayın olur mu uzun yazımdan dolayı. Daha neler neler yazarım da ona ayrı bir yazı hazırlamam gerek belki de bir kitap :)

Viewing all articles
Browse latest Browse all 86

Trending Articles


Cin daveti nasıl yapılır


Şekilli süslü hazır floodlar


Süfli Hadim-Cin Daveti


Kadını zinadan engelleme


Davet Edilen Cinleri Dağıtmak için


Zecr Kasemi


Tellivare


DİŞİ CİN DAVETİ (Hayile)


tecrübe edilmiş uygulama


SCCM 2012 Client Installation issue


png şık bayan resimleri, yeni eklenen en güzel png uzantılı bayan resimleri


Peri Da'veti


Ayetel kürsinin daveti


Tebbet suresi


Gaibden Altın Getirmek !


%100 Başarılı Cin Daveti


Cin Daveti


Kiki Cin daveti


Cin daveti yapmak istiyorum


Zikir çekerken baş ağrısı